22.9.13

Felsebiyat'dan Arda Özgüven ile sohbet ettik !

yorum yap


Merhaba arkadaşlar, bugün Felsebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Arda Özgüven ile yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşacağım. ''Felsebiyat da ne ?'' diyorsanız şöyle bir cevap vereyim: Bulabileceğiniz en güncel Sanat-Kültür yayınlarından biri; bunun yanında yazarların fikirlerinden çıkan metinlere ev sahipliği yapan dergi. Sadece Felsebiyat kadrosu yazmıyor, dilerseniz siz de blog ekinde yer alabiliyorsunuz.

Felsebiyat hakkımızda kısmı:


Resimİsmini Felsefe ve Edebiyat’ın birleşiminden alan Felsebiyat Dergisi, 2 Haziran 2011 tarihinde Arda Özgüven tarafından kuruldu. Her ne kadar yayıma başladığı günlerde editörlük koltuğunda Seda Bozatay otursa da, Şubat sayısından itibaren editörlük görevine derginin yazarlarından Cansu Kızılpınar getirildi.

Bitlis Kütüphanesi#BenimKahramanimSensinKardeşini BulMavi Umutlar gibi kampanyalarda önemli roller üstlenen Felsebiyat Dergisi, #otizmifarketyasamipaylas Kampanyası ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Felsefe Günü’ne de imzasını attı.

Epigramme eki ile tarihe bir yolculuk yapan Felsebiyat Dergisi, okuyucularının yaptığı çalışmaları değerlendirmek adına önce “Ayın Bloggerı” köşesini, ardından da “FELSEBİYAT BLOG” ekini kurdu!

Bünyesinde Prof. Dr. Sevil Atasoy ve radyo programcısı Olcay Tanberken gibi tecrübeli isimleri de barındıran Felsebiyat Dergisi’nin kadrosunu genç ve işinde uzmanlaşmak isteyen isimler oluşturuyor.






Dilerseniz Arda ile sohbetimize geçelim.

Merhaba Arda, öncelikle teklifimi kabul ettiğin için teşekkürler. Kendini bana ve okuyuculara kısaca tanıtır mısın ?
Merhaba, öncelikle bu sohbet ortamını oluşturduğunuz için ben size teşekkür ederim. Kendimi tanıtma konusunda pek başarılı olduğumu söyleyemem ama elimden geldiğince anlatmaya çalışayım. Her ne kadar Antalya’da başlamış olsam da dünyaya, hayatımın önemli bir kısmını geçirdiğim Ankara’ya ait kalan bir adamım.
Şehirlerarası yolculuklarda çocukluğun getirdiği oyunlarla başladığım bu yolda, zamanında “Acaba bunlar nasıl yazılıyor?” dediğim eserler gibi eserler çıkarmaya başladım. Bunların başında Atatürk Düşünce Derneği için yazdığım bir piyes ve tamamlanmamış tiyatro oyunlarım/romanlarım geliyor.
Tamamlanamamış bunca şeyin arasında, 2012 yılında çıkan ama yayınevi ile aramızdaki bazı sorunlardan ötürü satışında sıkıntı yaşadığım “Bir Çok Ben” adında bir şiir kitabım ve şuan yazmakta olduğum romanlarım mevcut.
Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü son sınıf öğrencisi olup, 2 Haziran 2011’den beri Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttüğüm Felsebiyat Dergisi’nin de kurucusuyum.
Bunların dışında kalan zamanımı da ailem ve sevdiğim kadına ayırıyorum.



Ne mutlu size, yazmak çok güzel şey ! Yeni çalışmalarını merakla bekliyorum. Asıl konumuza geçelim. 'Felsebiyat'  ! Felsebiyat nasıl ortaya çıktı? Bir şeyler mi yaşandı yoksa bu platformu oluşturma fikri bir anda mı aklına geldi?
Felsebiyat Dergisi’nin ortaya çıkmasında iki büyük ana etken olsa da, genel anlamda birden ortaya çıkmış bir proje olduğunu söyleyebilirim. Birinci etken, çalıştığım dördüncü gazetede, editörüm ile büyük sorunlar yaşamam olmuştu. Yazara ve emeğe hiçbir zaman değer vermiyordu. Sanırım kendi dergimin patronu olmama, onun bu davranışları sebep oldu.
Bir diğer etken ise alışveriş merkezleriydi. Bugün hangi şehirde, hangi alışveriş merkezine giderseniz gidin, dergi raflarında daima kadın cinselliğini sömüren dergiler göreceksiniz. “Peki, kadınları istismar etmeden bir dergi kurulamaz mıydı?” İşte bu soruyla yola çıktım ve ortaya birden Felsebiyat Dergisi çıktı.



Doğru bir tespit ne yazık ki. Felsebiyat’ın niteliği sanat dergisi olarak geçiyor, peki güncel sanat haberlerini, sanatsal yazıları tüm dallarıyla mı yoksa yalnızca belirli yönleriyle mi okuyuculara aktarıyorsunuz ?
Felsebiyat, içerik olarak ilk zamanlarda her ne kadar bir “kültür ve sanat” dergisi olma özelliği taşıyor olsa da, gün geçtikçe “Kültür, Sanat ve İnsan” dergisi kimliğini aldı. Bunun amacı aslında insanlara keyifli bir dergi sunmaktı. Dergi çatımız altında bulunan çalışmaların oyun haberlerinden, teknoloji haberine kadar geniş bir yelpazesi var. Bunun sebebi, bütün insanlara hitap edebilmenin çabası içerisinde olmamız. Ülkemizde insanlar sadece “kültür ve sanat” ile ilgilenmiyor, bunlarla ilgilenmese de dergi okumayı seven insanlar olduğunu unutmamak gerekir. Biz onları da hatırlıyoruz. 



Klasik bir soru olacak ama Felsebiyat'ı 3 kelime ile tanımlar mısın?
Kadın, adam ve çocuk…



‘Karanlıktan şikâyetçiyseniz ışık yakmayı deneyin' sloganıyla karşılıyor bizi Felsebiyat. Burada artmasını dilediğimiz kültür-sanatsever kitleye seslenişte mi bulunuyorsunuz ?

Aslında daha önce de söylediğim gibi, biz yola her ne kadar kültür ve sanat sevicileri için çıkmış olsak da, bir süreden sonra tüm insanlara hitap etme kararı aldık. Dergimizin rotasını buna göre belirledik. Bu yüzden, biz bu sloganı karanlıktan şikâyet eden tüm insanlar için kullanıyoruz. Karanlık bir cehaletin üstesinden, aydınlık bir bilginin geleceğini düşünen herkese sesleniyoruz aslında.



Sevil Atasoy, Olcay Tanberken, Volga Calderon... Bu büyük isimler derginin kuruluşunda rol oynadı mı? Yoksa siz mi kendileriyle iletişime geçip Felsebiyat ailesine katılmalarını sağladınız ?
Derginin ilk sayısından itibaren yazarlık yapmakta olan birkaç arkadaşımız mevcut şuan. Bunlardan birisi de sayın editörümüz Cansu Kızılpınar. Yani bu derginin kuruluş aşamasında “büyük bir isim” rol oynamadı.
Sevil Atasoy ile tanışmam ise önceye dayanıyor biraz. Okan Bayülgen ile TV8’de program sunmaya başladığından beri tanıyorum kendisini. Okan Bayülgen için bir süre yazmıştım, bu yüzden iletişim kurmamız zor olmadı.
Gerek Sevil Atasoy, gerekse ekibimizde yer alan diğer büyük isimleri ben editörümüz Cansu Kızılpınar’a öneriyorum; onunla yaptığımız ayaküstü bir toplantının ardından, karşı taraf da isterse bu isimleri Felsebiyat Ailesi’ne dâhil ediyoruz.
Sevil Hanım ya da diğer isimler dergimizin kuruluşunda rol oynayamadı fakat ne mutlu bize ki bu projeyi geliştirmemize büyük katkı sağlıyorlar. 




Dilerim ki siz de ileride bu yolda marka isimlerden biri olursunuz. Kadronuza dair, ekip arkadaşlarınız hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Kadromuz tecrübeli ve tecrübesiz olmaları fark etmeksizin yaptığı işe saygı duyan kişilerden oluşuyor. Samimi bir ortamda, samimi bir iş yapmaya çalışıyoruz. Dergi dışında gayet yakın ilişkiler kurduğum insanlarla birlikte çalışmak, Felsebiyat’ın seyri açısından daha başarılı oluyor. Biz birlikte iş yapmaktan keyif alan, iş dışında da bir şeyler paylaşan, güzel bir ekibiz.

Güzel işler samimi ortamlardan çıkıyor elbette, en güzel örneklerden biri olmuş Felsebiyat. Peki bu güzel iş ne derece yol alacak, Felsebiyat’ı yakın gelecekte nerede görüyorsunuz?
Bu biraz da okuyucularımıza bağlı aslında... Onlar ne kadar var olmamızı isterse, biz yakın gelecekte o kadar fazla ilerlemiş olacağız. Felsebiyat Dergisi, dizgini okuyucunun eline veren bir dergi.



Ben Felsebiyat gibi platformları ne yazık ki çok az görüyorum. Bu yüzden benim gözümde Felsebiyat kesinlikle çok değerli. Zaman ilerledikçe ülkemizde Kültür ve Sanata ilgi artacak mı, ne düşünüyorsunuz? Ki öyle olacaksa Felsebiyat'ın bu akıma öncülük eden isimlerden olmasını isterim.
Baktığımız zaman bizim kadar okuyucusuyla iç içe başka bir platform görmek zor oluyor. Keşke görsek de desteklesek fakat insanlar kendisini okuyan kesime, yeterince saygılı davranamıyor günümüzde. Son yaşanan Gezi olaylarında da gördük ki, halkın ve bilhassa gençliğin içerisinde büyük bir sanat sevgisi bulunuyor. Sokak sanatçıları, merdiven boyamalar, parodiler de bunları gösteriyor. Eğer gençlerin ve sanatın önündeki baskı bir nebze azalırsa, kültür ve sanatın daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Eğer ki sanat için değerli mekânlar kapatılmak yerine, yenileri yapılırsa; bu ülkede sanat birçok sorunu çözecektir.



Çok önemli bir noktaya değindin. Ülkemiz çağdaşlaşmalı, gerici zihniyet silinmeli. Maalesef toplumumuzun büyük kısmı sanattan uzak, sanat yerine değersiz birkaç diziye körü körüne bağlanıyorlar. Sadece toplum değil, aydınlık yolunda öncülük etmesi gereken kimseler de aynı şekilde sanat-kültür ile farklı kaldırımlardan ilerliyorlar. Gerçi sanatsız ne tarafa doğru ilerlenir ? Kim bilir... Konumuza dönelim. Felsebiyat dergisi Blog eki ile geliyor. Böylece her sayıda farklı yazarlardan farklı metinler tadıyoruz. Bu eke şuan için talep ne derecede?
Felsebiyat Blog, dergimizin tamamen okuyucuları için ayırdığı bir ektir. Moderatörlüğünü, dergi yazarlarımızdan Tuğba Ekşioğlu yapmakta. Blog ekini kurmadan önce, web sitemizde ayın bloggerı adı altında yapmış olduğumuz bir yarışma vardı. Her ay web sitemizde yayınlanan bloglardan en çok okunanı seçip, yeni sayımıza alıyorduk. Katılanlar fazlalaştıkça, bu projeyi geliştirmek istedik ve sonunda Felsebiyat Blog çıktı. Böylece yüksek katılım alsak dahi herkese geri dönüş yapabiliyoruz.



Bu ekte yer almaya talep ne derecede?
İnsanlar Felsebiyat Blog’u duydukça, çevrelerine duyuruyorlar. Bu zincir başladığı günden beri büyümekte ne mutlu ki. Başlarda gelen katılımın çok üzerinde yer alıyoruz şuan. Ama yine de geri çevirdiğimiz insan olmadı ve uç durumlarla karşılaşmadığımız sürece de olacağını sanmıyorum.
Felsebiyat Blog, yazılarını, çizimlerini ya da çektikleri fotoğrafları bir yerde yayımlatmak isteyip de yayımlatamayan herkesin dergisi aslında. Patronu, halk… Biz kendilerinden sadece, her ayın 15’ine kadar içerisinde dini, siyasi ya da etnik tartışma yaratmayacak bir çalışmayı blog@felsebiyatdergisi.com adresine yollamasını istiyoruz, hepsi bu.




Felsebiyat dışında Türkiye’de ses uyandıran #otizmifarketyasamipaylas projesine öncülük etmişsiniz. Bu proje hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
Bilindiği gibi Nisan ayı, tüm dünya genelinde Otizm ayıdır. Biz de dergi olarak bu tür önemli konularda çeşitli çalışmalar yapmayı seviyoruz. Otizmli annelerin hemen tanıyacağı dostum M.İrem Afşin’e bir akşam mesaj gönderdim ve ona “Nisan’da ne yapıyoruz?” dedim. İşte bu kampanyanın fitilini böyle ateşledik.
Ardından sabahlara kadar internet üzerinden edilen sohbetlerin ve sosyal medyanın da gücüyle, önce kampanyamızın viral filmi büyük haber kanallarında yayınladı, ardından da gönüllü insanlar sayesinde elden ele ulaştı. Hatta öyle ki, Twitter TT listesinde de yer aldık.
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Otizmli kardeşlerimiz için çeşitli etkinlikler düzenledik. Ben de dergi yazarlarımızdan Sıla Paylar’ın Antalya’da düzenlediği "Akdeniz Üniversiteli Gençler Otizmli Çocuklar İle Kaynaşıyor" etkinliğinde “Bir Çok Ben” kitabımı Otizmli kardeşlerimiz ve aileleri için imzaladım.

#otizmifarketyasamipaylas projesi








Yeni projelere öncülük etmek istiyor musun?
Kesinlikle yeni projelerde öncülük etmek ya da içerisinde yer almak isteriz. Bu bizim için mutluluk verici bir iş. 


Çok teşekkür ederim Arda bu güzel sohbet için, dilerim ki Felsebiyat bağımsız, gelişmeye devam eden, günden güne güzelleşen bir oluşum olarak yoluna devam eder. Sen de yeni projelerle daha sağlam ilerlersin kariyerinde. Kendine iyi bak, tüm Felsebiyat okurlarına selamlar!
Ben özgür bir platforma konuk olduğum için teşekkür ederim. Okuyucumuz, bizi takip etmeye devam ettiği sürece, Felsebiyat her türlü devam edecektir. İsimler değişir belki ama sanat yaşamaya devam etmeli…


Biz de Özgür Platform olarak Felsebiyat'a ve #otizmifarketyasamipaylas Projesine destek oluyoruz. Kültür-Sanat sever biriyseniz Felsebiyat'ı sakın gözden kaçırmayın. 
Umarım ülkemizde daha çok Felsebiyat'lar, daha aydınlık ve daha özgür-bağımsız platformlar oluşur.



 




devamını oku

9.9.13

Michael Jackson hayatta !

yorum yap

Konu düzenlenecektir, görsellik artırılacaktır.
tıı --> This is It

Biri gelip tarihin efsane yıldızının tüm insanlığa koca bir oyun oynadığını söylese... Ben söylüyorum: Michael Jackson hayatta ! Hepimizi oyuna getirdi, bir amaç uğruna olmalı. 109 madde ile konu Özgür Platform'da !


kanıtlar ile siz de emin olacaksınız




1- 25 haziran 2009 da, elizabeth taylor’ın sözcüsü cnn’e neden şöyle dedi:
“michael iyi. iyi nefes alıyor.”

2- resmi ucla websitesi neden şöyle yazdı:
“ailesinden gelen beyana göre michael jackson perşembe günü öldü.”

3- ölümünden 2 gün sonra, michael’ın evinin önündeyken randy’nin arabasında neden maskeli bir adam vardı?





4- pepsi kazası neden hayatının tam da ortasında oldu?

5- mj’i taşıyan helikopterde neden 2 beden vardı?

6- ucla’dan coroner’a taşınan michael’ın bedeniyle helikopterin tüm resimlerini hangi kamera çekti?

7- murray neden hala hiçbir şey olmamış gibi doktorluk yapabiliyor?

8-murray neden hep yalnız?

9- murray neden bir video açıklaması yayınladı?

10-murray neden herkes tarafından korunuyor?

11-neden larry king canlı yayında şöyle dedi: “bu arada michael hala ölü” ?

12-michael’ın anma töreninden bir gece önce, los angeles’ın sokaklarında neden “the greatest show on earth (dünya üzerindeki en büyük show)” isimli filler vardı?

13- 25 haziranda, michael’ın evinin güvenlik kamerası neden kayboldu?

14-pepsi kazası videosu neden michael’ın ölümünden sonra yayınlandı?

15-lapd michael’ın ölümünden sonra neden evi mühürlemedi?

16- michael neden gotham chopra ile “fated (kaderde olan- alna yazılmış) adlı bir kitap yazdı? bu kitap, herkesin öldüğünü düşündüğü ama yaşayan bir popstar hakkında.

17-michael,ölümünden bir gece önce randy’ye neden şöyle dedi: “ beni buradan aldığın için teşekkür ederim. buradan sonrasını ben halledebilirim “ ?

18- neden randy şöyle dedi: “ bu sabah o evde her ne olduysa, kesinlikle onun düşündüğü ya da planladığı gibi değildi.”

19- brian oxman 25 hazirandaki konuşmada neden gülmemeye çalışıyordu?

20- ölümünden 3 hafta önce michael neden birisine oynamak için ‘ bizi burada bırakacak kadar uzun olmayacak’ diye sorar. (emin değilim)

21- neden herkes michael öğlede ölmüşken, ölüm haberini sabah aldığını söylüyor?

22- murray’ın mesajında sesi (tonlaması) neden aynen michael’ın ki gibi?

23- frank dileo neden 25 haziran gecesi boyunca olan biten her şeyi biliyor?

24- michael neden ayrılmasından 20 yıl sonra 2009’da, frank dileo’yu menajeri olarak tekrar işe aldı?

25- michael neden ölümünden 8 gün önce vasiyetindeki avukatı, john branca’yı tekrar işe aldı?

26- michael neden ölümünden 22 gün önce ilk kez çocuklarının yüzlerini açtı?

27- michael neden ölümünden önce hasta gibi görünmeye çalışıyordu? tekerlekli sandalyede gözüktü ve 2 aydan az bir süre içinde en az 30 kez hastaneye gitti. this ıs ıt’i (konferansı) izledikten sonra onu hiç hasta gördünüz mü?

28- anma töreninde kenny ortega’nın dili neden böyle sürçtü:
“ 1 haftadan az bir süre önce, o bizimleydi.” ölümünden 2 hafta geçtiği sırada..?

29- kenny neden şöyle söyledi:
“filmde öylesine mevcut ki, onun hala bizimle olmadığını unutabileceksiniz.”

30- jermaine this ıs ıt prömiyerinde neden şöyle dedi:
“bu gerçekten o değil, çok çok daha devamı gelecek, bu son perde değil.” ??

31- neden bir aile arkadaşı, michael’ın 6 ay içinde öleceğini söyledi ve… tam 6 ay 2 gün sonra michael öldü?

32- this ıs ıt’de michael neden bir geri dönüşten bahsediyordu?

33- this ıs ıt’in sonunda, michael neden işaret diliyle olan bölümde şöyle diyordu:
“tüm kalbimle,
daha fazlası var
hepinize kendimi göstereceğim.”

34- michael neden smooth criminalda kendi fake ölümünü yapan adamın rolünü oynuyordu?

35- michael neden son provalarıyla ilgili bir film yapmak için her şey varken, 1 gün bile olmadan öldü?
(emin değilim)

36- provalar boyunca neden elimizde sadece michael’ın kameranın arkasında, kenny’in ise michael’ın arkasında olan resmi vardı


37- michael neden nefret etmesine ve yorulmaktan öleceğini bilmesine rağmen konser turu yapmak istedi?

38- michael neden şöyle dedi:
“ ben ‘this ıs ıt’ diyorsam bu gerçekten ‘this ıs ıt’ dir. bu, son perdenin çağrısı.”

39-anma töreni ve cenaze töreninde tabut neden kapalıydı?

40- kenny ve travis neden cenaze törenindeki her şeyi yönetiyor gibi gözüküyorlardı?

41- cenaze töreninde neden sadece liberian girlden resimler vardı?

42- cenaze töreni neden gördüğümüz en mutlu olaydı?

43- cenaze töreni neden bir film yapımı gibi gözüküyordu?

44- anma töreninde gösterilen son resimde neden şöyle yazıyordu:
“yaşıyorum ve hep buradayım.”

45- anma töreni boyunca paris’te neden kulaklık (işitme cihazı) vardı?

46- paris’in konuşması neden önceden ayarlanmış gibiydi?

47- paris’in konuşmasından sonra prince neden gülümsedi?

48- forest lawn sitesindeki listede neden michael’ın ismi yok?

49-anma töreni boyunca janet ve jackie neden gülüyorlardı?

50- anma töreni neden bir düğün gibiydi?

51-anma töreni sırasında jermaine neden şarkıyı şöyle dedi:
“üzüntüyle yüzünü aydınlat, sevincinin her izini sakla”
oysa ki orjinali şöyle:
”sevinçle yüzünü aydınlat, üzüntünün her izini sakla”

52- anma töreninde neden michael’ın gerçek bir arkadaşı konuşma yapmadı?

53- 911 aramasında, arayan kişinin sesi neden 911 görevlisinden daha temizdi?

54- 911 araması neden michael’ın evinden yapılmadı da beverly hillsdeki bir otelden yapıldı?

55-murray neden cpr’ı sert bir zeminde değil de yatakta yaptı?




56- cenaze töreninde neden forest lawn görevlilerinden kimse yoktu?

57- ölümünden sonraki tüm dökümanlarda asıl ismi michael joe jackson olmasına rağmen neden michael joseph jackson vardı?

58- joe jackson’la bir kız neden şöyle dedi:
“ michael fanlarını seviyor ve onları özlüyor.”

59- michael jackson’a (haberlerine) ilk giden neden hep tmz oluyor?

60- tmz neden resmi ölüm saatinden 6 dakika önce michael’ın öldüğünü duyurdu?

61- katherine neden şöyle dedi: “ bir şey oldu, ne olduğunu bilmiyorum ve söyleyemem.”

62- joe neden özel bir otopsi istedi ama onu göremedi?

63- michael’ın gidişinden 1 gün sonra joe neden gülüyor ve şakalar yapıyordu?

64-joe neden anma töreninden sonra oğlunun bedeninin nerede olduğunu bilmiyordu?

65- joe neden şöyle dedi: “ her şey iyi, çok iyi.”

66- joe, michael’ın öldüğünü neden fanlardan öğrendi?

67- oğlunun ölümünden 2 gün sonra cnn’de joe neden hiç üzgün görünmüyordu?

68- janet, kardeşinin ölümünden bahsederken neden güldü?

69- janet, kardeşi öldüğünde nerede olduğunu neden hatırlamıyor?

70- tüm aile her şeyi bildiklerini iddia ediyorlar da neden bildikleri şeyi açıklamıyorlar?

71- jermaine radyodaki konuşmasında hastane diyeceğine neden havaalanı dedi?

72-çocuklar neden gayet iyiler? ayrıca şükran günü ve noel sırasında neden aniden ortadan kayboldular?

73-neden birisi michael’ı hastaneden bir uçakla ayrılırken gördüğünü söyledi?

74-ben evenstad’ın 25 haziran 2009’da çektiği videonun tamamını neden göremedik?

75-ben evansted 25 haziranda olanlar hakkında neden yalan söyledi?

76- michael’ın son resmini neden uzun zamandır arkadaşı olan kişi çekmiş?

77-brian oxman neden michael’ın ambulanstaki son resminin photoshop olduğunu söyledi?

78-michael’ın öldüğünü neden bir doktor değil de kardeşi duyurdu?

79-sağlık görevlileri michael’ın evinde 45 dakika içinde ne yaptı?

80-michael ucla’dayken hastanede neden yangın alarmı vardı?

81-michael’ın ailesi neden henüz mezarı ziyaret etmedi? ve neden bize hoax’ı durdurmamızı söylemediler?

82-anma törenleri neden iptal edildi? cenaze neden 3 ay sonra oldu?

83-michael evdeyken ya da hastaneye ulaşırken çekilen cctv resmi var mıydı?

84-polis baskınları neden çok fazla ertelendi? (emin değilim)

85-joe, oğlunun ölümünden sonra neden yeni kayıt şirketinin reklamını yapmak peşindeydi?

86-ambulans neden sirensiz ve çok yavaştı?

87-jackson 5’ın twitterında arka planda neden michael var?

88-tıı filmi 25 haziran 2009’dan önce, hayranlar için planlanmış bir film miydi?

89-bir jackson’ı ağlarken gördük mü?

90-tıı’de neden hiç rıp yok?

91-tam da kalp krizinden dolayı ölümünden 11 gün önce neden bir kardiyolog kiraladı?

92-ölüm belgesini neden la toya imzaladı?

93-grammyde neden hiç rıp yoktu?

94-neden michael’a ithafen adamakıllı bir saygı gösterisi göremedik?

95-o2 konferansında michael cümlesini neden bitirmedi: “ this ıs ıt, bu gerçekten thıs ıs ıt. ben öyle diyorsam öyledir çünkü….” ?

96-konserinde tıı şarkısı yer almamasına rağmen neden tıı ismini seçti?

97-anma töreninde, wybt’in sonundaki neden pain”s” (acı”lar”) di?

98-orianthi, sony, criss angel neden “believe” kelimesini kullanıyorlar?

99-aile neden polisten önce eve girdi?

100-helikopterde bedeni neden hareket etti?

101-michael’ın son istirahat yerinde, mezarında neden ismi yok?

102-karanlık çökene kadar başlamayan bir cenaze töreni için açık havayı seçmek normal mi?

103-aile eğer michael’ı kimin öldürdüğünü biliyorlarsa bunu neden söylemiyorlar? neyi bekliyorlar?

104-lary king’de neden dave dave vardı?

105-conrad murray neden fl’yi ziyaret etti ve üstüne bir de poz verdi?

106-ben evansted neden ambulans resminin ”başka bir gün için o gün” çekildiğini söyledi?

107-oprah’da ortega neden “michal hala bizimle değil” ve larry king de “bu arada, michael hala ölü” dedi?

108-cadılar bayramında liz ve çocuklarla beraber olan adam kimdi ?

109-hala michael’ın öldüğünü mü düşünüyorsunuz ?
devamını oku

8.9.13

Sıradışı Röntgen Filmleri -1

yorum yap
Konu gün içerisinde düzene sokulacaktır.
Masaüstü tarayıcıda resimlere tıklayıp resimler arasında geçiş yapabilirsiniz.


MİDESİNDEN VANA ÇIKTI- Van'da mide ağrısı şikayetiyle hastaneye kaldırılan kadının bağırsağından, 10 santimetre uzunluğunda vana kolu çıktı. Midenin ardından kalın bağırsağa yerleşen cismin doğal yollardan vücuttan atılmayacağını tespit eden doktorlar(Tespite ne gerek var doktor ! Vana bu.), hastaya operasyon yapılmasına karar verdi. Yaklaşık 40 dakika süren operasyonda vana kolu bağırsaktan çıkarıldı. 

 
11 yaşındaki bu çocuğun gözünden giren oyuncak ok kafatasının içinden arka kemiğe saplandı. 

 
Bilardo topu 

 
Hollanda'da bir kadın 78 parçalık çatal bıçak takımı yutmuş 

 
Bu nasıl içmek 

 
Köpeğin içindeki lastik ördek 

 
12 metrelik aç piton yılanı elektrikli battaniyeyi yedi 

 
Sidney'den Bangkok'a giden bir kaçak 44 tane yılan ve kertenkele yutmuş 

 
Floridalı Michael Hill'in kafasına bu bıçak girdi ama Hill hala hayatta 

 
Yeni yürümeye başlayan Nicholas Holderman'ın beynine araba anahtarı girdi 

 
Los Angeles'ta bir inşaat işçisi çatıdan düştü ve kafasına 6 tane çivi saplandı 

 
Hindistan'da küçük bir kız bir avuç mıknatısı yutunca böyle bir görüntü ortaya çıktı 

 
Bıçak yutan kadının içinden alınan röntgen filmi 

 
Hapishane gardiyanı Louis Pepe'nin gözüne tarak saplandı 

 
Pat Skinner'ın içinde unutulan makas işte böyle görünüyor 

 
Lance Armstrong'un köprücük kemiğindeki vidalar 

 
Brezilya'da balık tutan bir adamın kafasındaki mızrak 5 saatlik bir ameliyatla çıkarıldı 

 
Koloradolu bir adam sinüslerinde 30 yıl çivi taşıdı 

 
Çin'de bir adam arkadaşının şakasına gülerken makas yuttu 

 
Melbourne'da sandalye ayağıyla saldırıya uğrayan bir adamın burnu kırıldı. Sandalye parçası da uzun bir operasyonla çıkarıldı 

 
Kansas'ta bir adamın kafasına giren çivi 

 
İğne yutan Luo Cuifen'in röntgeni 

 
İğne yutan Luo Cuifen'in röntgeni 

 
İnşaat işçisi Ron Hunt'ın kafasına saplanan dev matkap ucu. Şans eseri Ron hala yaşıyor. 

 
Kendisine otobüs çarpan itfaiyeci Matt Long'un karnının sağına saplanan çivi 

 
Yine bir çivi vakası 

 
15 yaşındaki çocuğun kafasına bıçak saplandı ama yaşıyor 

 
Küçük çocuğun kafasına saplanan metal çivi kazadan 48 saat sonra farkedildi 

 
Diş ağrısı için gitti fakat kafasında çivi çıktı 

 
Romantizm her zaman işe yaramıyor. Sevgilisinin içkisine yüzük attı ama sonucu pahalıya patladı 

 
Almanya'da bir kadın ömrünün yarısını içinde bir kalemle yaşadı

Tabiki de yalnızca bu kadar vaka yok, daha  sıradışı yüzlerce belki de binlerce vaka var. 2 numaralı konumuz yakın bir zamanda sizlerle olacak ! Gelişmekte olan Özgür Platform'da takipte olun !
devamını oku

ShareThis

"+ .